Hastanemizde, 1 Aralık Dünya AIDS Günü dolayısıyla farkındalık oluşturmak amacıyla etkinlik düzenlendi.
Etkinliğin açılış konuşmalarını Koordinatör Başhekim Yardımcımız Doç. Dr. Burak Ceran ve Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü İdari ve Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Rahmet Güner gerçekleştirdi.
Açılış konuşmasında, Doç. Dr. Burak Ceran, HIV/AIDS ile mücadelede farkındalık yaratmanın, dayanışmayı güçlendirmenin ve ayrımcılıkla mücadelenin önemine değindi.
Doç. Dr. Burak Ceran "HIV/AIDS, doğru bilgi, erken tanı ve etkili tedavi yöntemleriyle kontrol altına alınabilen bir hastalıktır ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından kronik bir hastalık olarak tanımlanmaktadır. Hastanemizde, HIV ile yaşayan bireyler enfeksiyon hastalıkları uzmanlarımızın yakın takibi altında düzenli olarak değerlendirilmektedir. Ayaktan tedavi programlarıyla bireylerin yaşam kalitesini artırmayı ve bulaşma riskini en aza indirmeyi hedefliyoruz. Ancak, bilgi eksikliği, önyargılar ve damgalanma nedeniyle dünya genelinde milyonlarca insan mağdur olmaya devam etmektedir. Hepimiz, HIV ile yaşayan bireylerin sağlık hizmetlerine eşit erişim hakkını desteklemek adına çalışmalıyız. Bu etkinlikte emeği geçen tüm düzenleme heyetine şükranlarımı sunuyorum." diyerek sözlerini tamamladı.
Prof. Dr. Rahmet Güner ise konuşmasında, HIV/AIDS’de tedavi başarısı ile 2014 yılından beri Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından HIV’in artık kronik bir hastalık olarak kabul edildiğine değinerek hastaların az sayıda ağızdan tablet tedavisi ile sağlıklı bir şekilde hayatlarını tamamlayabildiğini vurguladı. HIV ile yaşayan bireyler için kapsamlı bir bakım ve destek programı sunulmasının önemine dikkat çekerek, toplumdaki farkındalığın artırılmasının bulaşma riskini azaltmadaki rolüne vurgu yaptı.
Etkinlik kapsamında, Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Bircan Kayaaslan "HIV Epidemiyolojisi ve Bulaş Yolları" konulu bir sunum gerçekleştirdi. Sunumunda, HIV’in dünya genelindeki yayılımı, risk grupları ve bulaşma yolları hakkında güncel bilgiler paylaştı. Kayaaslan, HIV vakalarının dünya genelinde azalma eğiliminde olmasına rağmen, ülkemizde özellikle 2010 yılından itibaren HIV vakalarında hızlı bir artış olduğu ve tanı alan hastalar kadar henüz tanı almamış hastanın bulunduğunu vurguladı. Türkiye’de vaka sayılarındaki artışın önüne geçilmesi için alınabilecek önlemlerden bahsetti.
Bir diğer konuşmacı, Prof. Dr. Aliye Baştuğ ise "HIV ile Yaşayan Bireylerde Belirlenemeyen=Bulaştırmayan (B=B) Kavramı" başlıklı sunumunda, antiretroviral tedavi (ART) ile virüs seviyelerinin belirlenemeyen düzeylere indirilmesi durumunda bulaşıcılığın tamamen önlenebileceği konusunda bilgilendirme yaptı. Bu yaklaşımın, HIV ile yaşayan bireylerin hem kendileri hem de toplum için olumlu etkilerini detaylandırdı.
Etkinlik, HIV/AIDS konusundaki farkındalığı artırmayı, ayrımcılıkla mücadele etmeyi ve bireylerin tedaviye erişimini teşvik etmeyi amaçlayan bu değerli konuşmalarla sona erdi.