Bugün bir basın organında hastanemiz ve şahsım hakkında yapılan haber üzerine bu açıklamayı yapma zorunluluğu doğmuştur. Bahse konu haberde bir Hekim arkadaşımızın hastasına refakat etmesi sırasında hekim kimliğinin Hastanemizde geçerli olmadığının ifade edildiği, kendilerine zorluk çıkarıldığı ve Hekim arkadaşımızın hastasının tedavisini beklemeden hastanemizi terk ettiği iddia edilmektedir.
Her şeyden önce bilinmesini isterim ki, Ankara Bilkent Şehir Hastanesinde yaklaşık 5 bini Hekim 20 bine yakın sağlık çalışanı hizmet vermektedir. Hastanemizin verdiği hizmetler Uluslararası hizmet akreditasyon kurumlarınca akredite edilmiştir. Hekimlik onurunu koruması gereken biz hekimlerden başkası değildir. Mesleki dayanışma dışında şifa dağıtan ellerin bir birine hürmet ve tazimi aldığımız eğitimin de birlikte verdiğimiz mücadelelerin de temel ahlakıdır. Hekimin kıymetini elbette yine en iyi hekim bilir. Ne şahsım, ne idari kadromuzun herhangi bir Hekim arkadaşımıza, sağlık çalışanına bir nezaketsizlik göstermesi söz konusu olamaz. Böyle bir duruma hiçbir hekim arkadaşımızın meyletmeyeceği gibi idareci olarak şahsımın da müsamaha göstermesi mümkün değildir. Bu konuda gösterdiğimiz hassasiyetin de en büyük şahidi yine hekim arkadaşlarımızdır. Buna rağmen Hekim arkadaşımızın yanlış anlamasına neden olacak bir kusurumuz olmuşsa bir meslektaş olarak hoş görmesini arzu ederiz.
Ancak, bahse konu olayın kısaca nasıl cereyan ettiği bilinirse, burada bir nezaketsizlik olmadığının anlaşılacağı kanaatindeyiz. 15.03.2023 tarihinde hastanemize müracaat eden hastamızın annesi de babası da hekimdir. Hastanemize müracaatından önce dış merkezde tedavi alınmaya başlanmış ve hasta henüz şifa bulmadan babasının talep ve yazılı isteği ile hasta taburcu edilmiştir. Dış merkezdeki hekimlerin hastanın taburcu edilmesinin uygun olmayacağı yönündeki görüşlerine rağmen hastanın taburculuğunun neden talep edildiği bilgimiz dışındadır. Bu durumu takiben Hastanemize müracaat edilmiş ve hastanın tedavisi planlanarak derhal yatışı yapılmıştır. Hastanın yatışını takiben annesi hekim hanımefendi ve babası hekim beyefendi hastaya refakat etmiştir. Ancak, babanın refakati sırasında birden fazla ziyaretçi ile hasta odalarının bulunduğu bölüme girmek istemesi, refakatçi kartı almadan hastanın yanında kalması gibi durumlar sebebiyle güvenlik görevlileri tarafından kurallara anlayış göstermesi talep edilmiştir. Bu taleplere uyulmadığı gibi hastamızın tedavisini takip eden hekimlerin hasta ziyaretlerinde işlerini yapmalarına mani olabilecek seviyede sürtüşmeler yaşanmıştır. Tüm bunlar gerek tedaviyi takip eden hekim arkadaşlarımca gerekse servis hemşirelerimizce göz ardı edilerek tolere edilmeye çalışılmıştır. Hekim beyefendinin durumu tarafıma bildirmesi üzerine derhal durumu tetkik ederek, gösterilen hassasiyete rağmen kendisini memnun edemediğimizi anlamış bulunduk. Bu durumda da hastane kuralları, refakatçi olarak sorumlulukları kendisine hatırlatılmış ve bu konuda anlayış göstermesi beklenmiştir.
Hastanemiz yataklı servislerinde yatan her bir hastamızın klinik gereklilikleri bize emanet olduğu gibi hastalarımızın emniyet ve mahremiyetleri de bize emanettir. Bu hassasiyetlerle konulmuş kurallar ise biz hekimler için de aynen geçerlidir. Buna hiçbir hekim arkadaşımızın itiraz etmeyeceği malumdur. Kendisi ile yaptığım görüşme yalnızca bu hassasiyetleri dile getirilerek ifade ettiğim “refakatçi sorumluluğunun hekim kimliği ile ilişkilendirilmesinin yanlış olacağı” bilgisinden ibarettir. Hekim kimliğimiz her yerde hekim kimliğidir ve bize başkaca sorumluluklar da yükler. Birbirimizi en iyi bizler anlarız.
Hekim arkadaşımızın evladı, bizim de evladımızdır. Hastamızın kliniğimizde aldığı tedavi de tamamlanamadan yine hekim arkadaşımızın tedavi reddi talebi 20.03.2023 tarihinde genel durumu iyi olarak taburcu edilmiştir. Bu vesile ile hastamıza bir kez daha geçmiş olsun dileklerimi iletmek isterim.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Dr. Aziz Ahmet Sürel
Ankara Bilkent Şehir Hastanesi
Koordinatör Başhekim