Ablasından yapılan kök hücre nakliyle lösemiyi yendi.
Ankara Şehir Hastanesi Onkoloji Hastanemizde, ablasından yapılan kök hücre nakliyle akut miyeloid lösemiyi (AML) yenen 32 yaşındaki Özer Zengin, "Her hastanın nakil için uygun bir kardeşi olmayabilir bu yüzden kök hücre bağışı çok önemli." dedi.
Türkiye'de özellikle lösemi, lenfoma gibi kök hücre nakli bekleyen hastalara en uygun bağışçının bulunabilmesi amacıyla Sağlık Bakanlığı ve Türk Kızılay tarafından 2014'te hayata geçirilen Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK) projesiyle yüzlerce hasta hayata tutundu.
TÜRKÖK'ün bağışçı sayısı 861 bine ulaşırken, Türkiye, kemik iliği, kök hücre bağışında sayıca dünyada 8. büyük ülke konumunda bulunuyor.
Bu konuda Türkiye'nin en geniş kapsamlı merkezlerinden biri olan Ankara Şehir Hastanesi Onkoloji Hastanemiz Kemik İliği Nakli Ünitesi'nde de TÜRKÖK kapsamında hastalara bir başka donörden yapılan ve "allejonik nakil" olarak adlandırılan kök hücre nakilleri gerçekleştiriliyor.
Merkezde gördüğü tedavi ve yapılan kök hücre nakliyle yeniden hayata tutunan hastalardan biri de 32 yaşındaki Özer Zengin.
"Kardeşin değerini bu süreçte bir kez daha anladım"
Ablasından yapılan kök hücre nakliyle AML'yi yenen evli ve 6 yaşında bir çocuk babası olan Zengin, AA muhabirine, hastalığına ilk teşhisin 2 yıl önce konulduğunu ve 6 ay kemoterapi gördüğünü anlattı.
Zengin, "İlk ağrılarım ortaya çıktığında Kovid-19'un ilk zamanlarıydı, bu nedenle Kovid geçirdiğimi düşünerek Erzincan'da hastaneye başvurdum. Fakat kan değerlerimde ciddi düşüş görülünce Ankara Şehir Hastanesi'ne sevk edildim ve burada yapılan detaylı incelemeler sonucumda AML tanısı aldım. Bir süre kemoterapi aldım. Çok zorluklar yaşadım ama ümidimi hiç kesmedim. Nakil için 5 kardeşimin hepsi incelendi, bir tek ablamda uyum çıktı. Nakil çok başarılı geçti. Kardeş gerçekten çok değerli, bunu bu süreçte bir kez daha anladım." diye konuştu.
"Bir saatinizi ayırıp verdiğiniz kan, bir başka insana ömür veriyor"
Hastanedeki tüm doktorlara teşekkürlerini ileten Zengin, yaşadığı mutluluğu şu sözlerle anlattı:
"Bana kanser teşhisi konulduğunda vücudumda hiç kan kalmamıştı, durumum çok acildi. Ablamdan alınan kök hücre nakli ile yeniden hayata döndüm. Nakil olalı yaklaşık 18 ay oldu, şimdi düzenli kontrollere geliyorum. Şu an ufak dozda kemoterapi alıyorum, bu da bitmek üzere. Şu an çok şükür, çok mutluyum, artık çocuğumu ve eşimi görebiliyorum. Hayattaki her şeyin değerini artık çok daha iyi biliyorum, yeniden doğmuş gibi hissediyorum.
Her hastanın nakil için uygun bir kardeşi olmayabilir. Ben de bu hastalıkla kök hücre bağışının ne kadar önemli olduğunu öğrendim. Kimse başıma gelmez demesin, bu yüzden kök hücre bağışı çok önemli ve çok güzel bir şey. Bir insanın diğerine şifa olması, hayatını kurtarması kadar büyük bir mutluluk olamaz. Bir saatinizi ayırıp verdiğiniz kan, bir başka insana ömür veriyor."
Kök hücre bağışı nasıl yapılıyor?
Onkoloji Hastanesi Kemik İliği Nakli Ünitesi uzmanlarından Prof. Dr. Simten Dağdaş da merkezin çalışmaları hakkında bilgi verdi.
Allojenik kök hücre naklinin akut lösemiler başta olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde şifa sağladığını anlatan Dağdaş, kök hücre bağışında bulunmak isteyen kişilerin öncelikle Türk Kızılay merkezlerine başvurup kan verdiğini belirtti.
Alınan bu kanda doku gruplarına bakıldığını ve bunların TÜRKÖK'ün veri bankasına kaydedildiğini, hastalar için kök hücre bağışçısı arayan nakil merkezlerinin de bu sistem üzerinden uygun donörleri aradığını aktaran Dağdaş, şunları aktardı:
"Uygun donör bulunduğunda TÜRKÖK'e bildiriliyor ve TÜRKÖK de donöre ulaşıyor. Eğer bu donör hala bağışçı olmayı kabul ediyorsa bu kişinin sağlık taramaları yapılıyor ve TÜRKÖK'ten bir görevliyle birlikte nakil yapılacak merkeze gidiyor. Bağışçının burada da sağlık muayeneleri yapılıyor, laboratuvar tetkikleri isteniyor."
"Donörler açısından zor bir işlem değil"
Tüm süreçlerin sonunda donör olması uygun görülen kişilere önce kandaki kök hücrelerini artırmak için bir aşılama yapıldığını ve bundan 5 gün sonra kateter bağlanarak aferez cihazıyla kök hücrelerin toplandığını söyleyen Dağdaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kök hücre nakli, donörler açısından zor bir işlem değil. Kişiler aynı gün veya ertesi gün gündelik yaşamlarına dönebiliyor. Merkezimizde hem kardeş hem de akraba dışından kök hücre nakli yapılıyor. Aferez merkezimizde akraba dışı vericilerden 4 aydır kök hücre topluyoruz ve bu süreçte 35 bağışçı donörden kök hücre topladık ve 35 hastamıza nakil yapıldı.
Bu nakil özellikle akut lösemi hastaları için çok sık yapılıyor. Büyük bölümü daha önce uygulanan tedavilere cevap vermemiş veya ölüm riski bulunan, tek şifa seçeneği nakil olan hastalarımız. Yani bu tedavi onlar için bir nevi son şans gibi."
Kardeş donör bulunma şansı sadece yüzde 30
Prof. Dr. Dağdaş, "Kök hücre naklinde ilk olarak hastaların kardeşlerine bakıyoruz fakat kardeş donör bulunma şansı yüzde 30 civarında. Bunun dışında kalan hastalar için akraba dışı donör çok önemli. TÜRKÖK sayesinde yurt içi ve dışından bulduğumuz donörler sayesinde hastalarımızın hepsine olmasa da birçoğuna nakil yapmak olanağını buluyoruz." dedi.
"Kök hücre bağışı bir insanın yapabileceği en büyük iyilik"
Bu kapsamda herkese kök hücre bağışında bulunma çağrısında bulunan Dağdaş, şunları kaydetti:
"Kök hücre bağışı ve bu yolla bir hastaya şifa verebilmek bence bir insanın yapabileceği en büyük iyilik, alacağı en büyük sevaplardan biri. Bu duyguyu, yaşadıkları mutluluğu merkezimize gelen donörlerimizin gözlerinde de görebiliyoruz. Herkese kök hücre bağışında bulunmasını öneriyorum, bu çok zor bir işlem değil. Kan bağışında bulunuyorsunuz ve ondan sonrasında da uygun hasta çıktığında sadece birkaç gününüzü ayırıyorsunuz."